Çingeneler
Çingeneler denildiğinde hepimizin hayalinde canlanan şey hemen hemen aynı. Renkli kıyafetleri ve kişilikleri, kıvrak dansları, çiçekçi kızları ve en önemlisi de falları… Adına şarkılar yazılan, kırmızıyı seven bu insanlar, yıllar boyunca dünyanın bir çok yerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüler.
Kendilerine özgü yaşam tarzları ve gelenekleri olan çingeneler, hiç bir zaman diğer insanlarla aynı statüye sahip olamadılar. Ortada gözle görülür bir sınıf meselesi var. Onları bu kadar ötekileştirmemizin, dışlamamızın sebebi ne peki? Dünyayı umursamayıp ”Carpe diem” felsefesini yaşam tarzları yapmaları mı? Hiç kimsenin olamadığı kadar özgür olmaları mı? Yoksa günümüz insanının baş belası olan depresyonun onlara hiç uğramaması mı?
Peki bu sıra dışı insanlar neden tarihte ve günümüzde hak ettikleri yerde değiller?
Dünyada çingeneler hakkındaki hikayelerin ve efsanelerin sayısı çok fazla, mesela bazı kesimler Hz. İsa çarmıha gerilirken kullanılan çivilerin çingenelere yaptırıldığını düşünüyor ve o günden itibaren bu “talihsiz” ırkın lanetlendiğinden bahsediliyor. Kim bilir belki bu lanet yüzünden değil ama bu düşünceye sahip insanlar yüzünden çingeneler yüzyıllardır oradan oraya sürüklenmiş, itilmiş, göçebe hayata zorlanmış olabilir..
Her ne nedenle olursa olsun, Hindistan’dan çıkıp dünyanın her yerine savrulan bu ırk, tüm maharetlerine rağmen tarih boyunca çeşitli işkencelere ve aşağılanmalara maruz kalmıştır. Asıl acı olan bu itiş kakışın hala devam ediyor olmasıdır.
Çok değil 2.Dünya Savaşı sırasında da payına düşeni almıştır yurtsuz çingeneler. Herkesin öfkeyle baktığı Hitler, ”üstün ırk” düşüncesi nedeniyle en az Yahudilere yaptığı kadar Çingenelere de soykırım uygulamıştır. Sahipsiz ezilmiş bu halkın dramını maalesef ki bir çoğumuz bilmiyoruz.
Dünyada her insan özel bir yere sahiptir. Her ırk, her kavim, her topluluk bir şekilde birbirleriyle temas halindedir, çünkü insanoğlu hiçbir zaman tek başına var olamamıştır. Kim bilir belki de mutluluğun yegane formülü bu insanların ruhlarında saklıdır. Nasıl mutlu olmaları gerektiğini bilen çingenelerin, yaşam enerjilerinden bir parça da bizim içimizde olsa hiç fena olmazdı.
Müthiş bir yazı olmuş elinize sağlik